24 Temmuz 2012

Kayıp Asteroid Avcıları: İlk Macera

"Ağaç yaş iken eğilir." diyen atalarımız gibi yeni binyılda da "Asteroid yakın iken kazılır." diye yeni bir atasözümüz mü olacak

Dünyada 1000 yıllık demir-çelik üretimine ya da 100 yılık altın üretimine denk düşen bir asteroid'iniz olsa ne yapardınız ? Dünyada madencilik gittikçe zorlaşırken (iklim değişikliği, doğaya verilen zarar, yeşil ekomoni vs.) nispeten dokunulmamış bir kaynak asteroidler (bugün 9000 adet asteroid biliniyor, her sene 1000 yeni asteroid keşfediliyor) müthiş fırsatlar sunuyor.

Çoğunlukla Mars ve Jüpiter arasindaki kuşakta bulunan (ayrıca Jüpiter'in yörüngesinde iki grup ve Dünya'ya yakınlaşıp uzaklaşan üçüncü bir grup dışında) ve toplu olarak ayın yarısına denk gelen asteroidler barındırdıkları elementler (su, platinum grubu metaller vs.) açısından tekbaşlarına büyük bir refah kaynağı (bir asteroidin değeri 22 milyar ABD doları olabilir) oluşturabilirler...

Kamuya açık tarihsel gelişime bakarsak 2001'de bir asteroide ilk iniş gerçekleşti, 2005'de ilk defa bir asteroid'den malzeme getirildi (ABD değil Japonlar yaptı). Açıklanan planlara göre NASA 2015'de en büyük asteroid olan Ceres'e inilecek ve 2025'de insanlı uçuş yapılacak.

İlk adım uydu teknolojisi

Peki 2023'lere kadar beklemek istemeyenler neler yapıyor ? Sektörün liderlerinden Peter Diamandis'in de katılımı ile ünlü yönetmen James Cameron da dahil edilerek Planetary Resources şirketi 2012'de kuruldu. İlk adım olarak kurulacak bir teleskop uydu sistemi ile "değerli" asteroidleri tespit edecek olan şirket ikinci adımda da bu madenlere ulaşmayı planlıyor.

Asteroid üzerinde madencilik, birkaç iyi adam... 

Asteroid konusunda hemen ilk akla gelen filmlerin başında aslında bir felaket senaryosu olan "Armageddon" filmi ve filmde meteora iniş yapan astronotların (hızlı eğitimden geçmek zorunda kalan) başına gelenlerdir. Uzay Kampı Türkiye ile astronot yetiştirme konusunda çok önemli bir avantajı olan Türkiye'nin kurulacak Türk Uzay Kurumu'nun eşgüdümünde iletişim ve robot teknolojilerinin gelişimini takip ederek göndereceği olası ekibin risklerini minimize etmesi gerekiyor.

Hukuksal durumlar ? 

Tüm bu gelişmelere paralel olarak gelişmesi daha yavaş olan alan ise uzay hukuku. Mevcut durumda uzaydaki cisimlerin sahibi tüm insanlık, yani burada bir ticari hak etmeniz mümkün değil gibi. Ama "kervan yolda düzülür" yaklaşımı ile sanki bir asteroide ulaşan ilk şirketle birlikte bu konu tekrar "sıcak"laşacak gibi görünüyor.

Kirlenme meselesi 

Diğer bir konuda "çevre" problemi. Temelde iki boyutu olan bu problemdeki ilk boyut asteroid madenciliği ile uzayın oluşumu ile ilgili önemli kanıtları yok etme riski, diğer boyut ise asteroidlerden dünyaya gelecek madenlerin dünyadaki hayatı riske atmayacak şekilde "temiz"lenmesi. Girişimcilerin bu boyutlarda da hazır zaman varken düşünmeleri ve eylem planları geliştirmeleri gerekiyor.

Dünya dışı altına kaç para ödersiniz ?

Sonuçta 22 milyar ABD doları değerinde bir asteroidiniz var, gerekli cihazlar ile madenciliği yaptınız, madenleri dünyaya güvenli ve hijyenik bir şekilde getirdiniz ve dünyada sattınız (teknolojiniz dünyaya asteroid çarptırmak isteyen kötü adamların eline de geçmedi). Bu durumda bir süre sonra madenlerin değeri düşmeye başlayacak ve ucuzlayacaktır.

Sanayi politikaları, sürdürülebilirlik ve asteroidler

Peki bu yatırımdan yatırımcı şirket ne kazanacak ? Bu noktada sanayi politikası uzmanlarının devreye girmesi gerekiyor. Çünki uzay madenciliği sayesinde dünyada madenciliğe son verilip, dünyanın ekosistemine zarar verilmediği için dünyada madencilik yapmaya devam eden şirketlere ek vergi getirerek, dünyadışı madenleri tercih edenlerden de cep telefonları hizmetlerinden olduğu gibi bir tür ek vergi alınırsa ve bu gelirler bir "Sürdürülebilirlik Fonu"na devredilebilirse dünyayı tekrar güzel bir doğa parkına çevirme şansımız artabilir....

16 Temmuz 2012