27 Nisan 2012

Yolcu Yolunda Gerek: En Yakın Yıldızda İnebilirmiyiz ?

Nobel Vakfı, İngiltere Kraliyet Akademisi, Osmanlı İmparatorluğu, Siemens, Katolik Klisesi ve British East Indian Şirketi. Bu kurumların ortak noktaları neler ?

Hepsinin ortak noktası yaşam sürelerinin 100 yıldan uzun olması. Diğer bir ortak noktaları da dünyaya en yakın yıldıza gitmek için Amerika’da DARPA ve NASA’nın başlattığı “The 100 Year Starship StudyTM100yss.org projesinde mercek altına alınmış kurumlar olmaları. Neden mi ? Çünki eğer en yakın yıldıza önümüzdeki en geç 100 yıl içinde gitmek istiyorsanız – güneş sistemindeki herhangibir gezegen’e değil, dünyaya en yakın yıldıza – yapmanız gereken ilk eylemlerden biri bu girişimi destekleyecek üçüncü sektör organizasyon modeli geliştirmeniz ve uygulamaya koymanız.


İlk Buluşma

Bu amaçla Ekim 2011’de Florida’da DARPA ve NASA’nın düzenlediği kamuya ve her ülkeye açık 3 günlük sempozyuma katılan tek Türk olarak (Çin’den 40 kişilik genç bir ekip, asker gibi tüm oturumlara disiplinli bir şekilde katıldı) oldukça karışık duygular içindeydim. Çoğu ya aya inişi görmüş veya uzay mekiğinin ilk fırlatılmasını izlemiş her X kuşağı üyesi gibi ben de küçükken uzaya gitmek ve astronot olma hayalleri kurmuştum/kurmaya devam ediyorum. Henüz uzaya gidemedim ama böyle bir sempozyuma katılmak 3 gün için bile olsa beni uzaya götürüp getirdi.

"Woodstock of Space Travel"

Peki sempozyumda neler oldu, neler tartışıldı derseniz üç boyut (İnsan-Teknoloji-Organizasyon) altında bunları toplamak mümkün. Ama bundan önce sempozyumdaki 7 ana programdan biri olan “Zaman-Mesafe Çözümleri” oturumlarının ilkinde oturum moderatörünün salonun tıka basa dolmuş olmasına bakarak: “Bu toplantı Yıldızlara Yolculuk alanının “Woodstock”u olmuştur!” dediğini söylemem gerekiyor…

İnsan için 100YSS

İnsan boyutunda bakarsak en sıcak konular bu yolculuğu tasarlanabilmesi için en önemli kaynak olan insan kaynağını ve en önemlisi genç kuşağın nasıl harekete geçirilmesi gerektiği, “transmedia” kavramının bu eylemlere nasıl katkı sağlaması gerektiği ve bu yolculuğa çıkacak insanların karşılacağı ana sorunlardı. Örneğin uzayda doğan bebekleri insan olarak mı adlandıracağız yoksa farklı bir tür olarak mı ?

Teknoloji için 100YSS

Teknoloji boyutunda ilk akla gelen soru hem yerçekiminden kurtulmak hem de daha sonra en yakın yıldıza ulaşmak için güneş yelkenlileri, kimyasal roketler, lazer yelkenlileri, antimadde roketleri gibi teknolojilerin bugün içinde bulundukları durum ve gelecek 100 yıl içerisinde hangi noktaya gelebilecekleri idi. Bunları arka arkaya okuyunca bilim kurgu romanı okuyor gibi hissedebilirsiniz ama oturumları girip teknolojileri uzgörü yöntemleri ile incelediğiniz zaman 100 yıl içerisinde en yakın yıldıza gitmenin hiç de olanaksız olmayacağı ortaya çıkıyor…

Organizasyon için 100YSS

Organizasyon boyutunda ise en çok tartışılan konular 100 yıl hayatta kalması gereken bir organizasyonun nasıl yapılanması, fonlanması ve önceliklerinin neler olması gerektiği idi. Bu yolculuğu sağlayacak finansmanın farklı melek yatırımcı ve/veya ABD’de hayata geçirilmesi tartışılmakta olan “For Benefit” organizasyonları tarafından yapılabileceği konuşuldu.


Ev Ödevlerimizi Aldık mı ?
Mayıs 2012 itibarı ile 100 YSS organizasyonunun kurulması görevi kimya mühendisi, Afro-Amerikan araştırmaları uzmanı ve tıp doktoru olan, Eylül 1992’de ilk Afrikalı Amerikalı kadın astronot ünvanı alan Dr. Mae Jamison’a verilmiş durumda. Kendisinin faaliyetlerini ilgi ile izleyeceğiz ama Türkiye bu çalışmaya nasıl katkı yapabilir bunu da düşünmek lazım. Kurulması planlanan Türk Uzay Kurumu için diğer bir ev ödevi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder